MTSO Y.K. Başkanı Ayhan Kızıltan

Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan ekonomi paketine baktığımızda; vergi sistemi, bankacılık, sigorta, sosyal yardımlar, istihdam, kamu bürokrasisi, üretim konularını öngören bir paket var karşımızda. Olağanüstü geniş çaplı bir paket. Her biri ciddi anlamda çalışma isteyen, bazıları orta ve uzun vadeli konular. Yapısal reformları da barındıran önemli konular da var. Üretime, üretene destek vurgusu, istihdama ve ihracata destek vurgusu çok ama çok önemli. Bu reformların bir yol haritası da çok net olmamakla birlikte açıklandı. Ancak, ülkemiz ve dünya bugünlerde olağanüstü bir pandemi döneminden geçiyor. Yani, uzun süreli bir kriz yaşıyoruz. Bu anlamda kriz anlarında önemli olan anında, kısa vadeli sonuçlarla durumu rahatlatmaktır. Çünkü küçük ve orta büyüklükteki firmaların, özellikle esnafın, hizmetler sektörünün dayanacak gücü kalmadı. Üreten, kısmen de olsa ayakta durmaya çalışıyor. Üretimini az da olsa ihracata entegre edebilen, zor da olsa ayakta durmaya çalışıyor ama ekonominin kalan kısmı yok olma aşamasında. Bundan dolayı yeni paketin orta ve uzun vadeli konularını elbette destekliyoruz ama ekonomiye anında olumlu yansıyacak ve sayısız sektör ve firmayı rahatlatacak, ayakta tutacak, dolayısıyla sosyal huzurumuz olan istihdamı, üretimin devamını sağlayacak, ekonomimizin bir yıldır kapalı durumda bulunan nefes yollarını açacak olan kısa vadeli desteklerin ve çözümlerin geciktirilmemesini istiyoruz.  Gerçekten ülkemizin birçok ekonomik sorunu köklü yapısal reformlara bağlıdır. Ama kalp krizi geçiren hastaya dengeli beslenme önerimiz bir işe yaramaz. Kriz anında yapılacak şey anlık müdahaledir. Şu anda ekonomimizin hem firmalarımızı kurtaracak, nefes almalarını sağlayacak hem de üretim ve istihdamı devam ettirecek işte bu anlık müdahalelere ihtiyacı vardır. En basiti küçük esnafın gelir vergisi muafiyeti bu anlamda güzel bir adım olmuştur. Üretime, küçük ve orta ölçekli üretici firmalara ve istihdama doğrudan destek ve hibe çözümleri de düşünülmelidir. Bu anlamda Mersin iş dünyası olarak kamuda tasarruf, üretime ve üreticiye doğrudan destek, özellikle genç istihdama destek, ihracata destek (ki bu daha çok firmalara danışmanlık vermek şeklide olmalıdır), esnafın ve hizmet sektörlerinin kontrollü normalleşmesinin sağlanması, en çok etkilenen sektörlere doğrudan hibe destekleri yaşadığımız süreçte ekonominin çarklarının dönmesini sağlayacaktır. Gelecek önemli ama bu günü kaybedersek gelecek olmaz.

İş dünyasının derdi;  “üretim, iş ve aş…”  Siyasetle işimiz yok


Kentlerimizin, bölgemizin sorunları var ve sürekli bu sorunların neden çözülemediğini konuşuyoruz. Ve üzülerek söylemek isterim ki günümüzde ne yazık ki neredeyse her konu siyasallaştırılıyor. Bu sadece iktidar yönünden değil, muhalefet yönünden de öyle. Böyle olunca her iki tarafın da söylediği doğru şeyler duyulmuyor, dikkatten kaçıyor. Türkiye’nin bundan kurtulması lazım. Ben Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak üyelerimizden, tabanımızdan gelen şikayetleri, talepleri, önerileri ortaya koyuyorum. Bunların siyasetle ilgisi alakası yok. Biz iş dünyasının derdi iş ve aştır, üretebilmektir. Biliyoruz ki, iş ve aş demek sosyal huzur meselesidir. Üretmek demek bir ülkenin bağımsız olabilmesi, kalkınması demektir. Bu anlamda bu konularla ilgili düşünceler, talepler, öneriler veya eleştiriler siyasetin çok ama çok üzerindedir. İşte bizce sorunların önündeki en büyük makro engel,  Türkiye’nin en önemli sorunlarından bir tanesi yatırımların planlı yapılmamasıdır. Plansız bir ekonomi içindeyiz. Bir ilçeye yapılan yatırımın başka bir ilçeyi etkilediği, bir kente yapılan bir yatırımın başka bir kenti etkilediği malum. Ama bunlar masa başı projelerde düşünülmüyor. Yani,  şehrin dinamikleri ve kurumları göz ardı edilerek alınan yatırım kararları bütüncül kalkınmaya yol açamıyor. Şehre danışılmadan alınan kararlar hazmedilemiyor ve sorun yaratıyor. Halbuki bunun tersi olması lazım. Yatırımların planlanma süreçlerine tüm yerel dinamiklerin katılması gerekir. “Ben tek başıma düşünürüm ve yaparım” mantığı doğru bir mantık değil. Böylesi yatırımları kentlerin sahiplenmediğini ve sürekli bir sorun olarak kaldığını görüyoruz. 

MTSO Genç İşsizliğe odaklanacak
Pandemi nedeniyle işten çıkartmalara gelen kısıtlama ve bazı yasaklamalardan dolayı işsizlik rakamlarında normalde beklenen büyük artışlar olmamış gibi görünse de, bu kısıtlamaların yarattığı büyük bir sıkışma var. Üretime dayalı sektörler büyük fedakarlıklar yaparak çalışanlarını istihdama devam etti. Bu konuda öz kaynaklarını tüketti ama çalışanlarını korudu. Ancak özellikle hizmetler sektörü için bunu söyleyemiyoruz, çünkü pandemi kısıtlamalarından en çok etkilenenler onlar oldu. Tüm bu sorunlar arasında hem pandeminin yarattığı küçülme hem de yeni iş alanlarının yaratılamaması sadece var olan işsizlerin değil, genç işsizlerin de iş bulamamasına neden oldu. Özellikle genç işsizlik bizce Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi. Ne yazık ki büyük emekler ve harcamalar yaparak eğittiğimiz gençler evde oturuyor. “Ev genci” diye bir tanım türedi. Bu noktada bunun başka nedenleri de var. Örneğin, bu gençlerin iş deneyimlerinin olmaması firmalar tarafından sürekli bir mazeret olarak sunuluyor. Bu noktada hem devletin genç istihdamına doğrudan destekler vermesi hem de iş dünyasının da daha esnek olması, geleceğin iş gücü olacak bu gençlere farklı fırsatlar tanıması gerekir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu konuda üyelerimizi hem bilgilendirecek, firmaları genç istihdamının içine çekecek hem de genç istihdamına yöneltecek farklı  projeler hazırlıyoruz. İş başı eğitimlerinin ekonomimiz için de çok hayati olduğuna inanıyoruz. Bu konuda yakın zamanda Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı koordinasyonunda hazırlanan bir istihdam ve staj programı başladı. Gençlere daha çok staj imkanı veren bu program daha da yaygınlaşmalıdır. Bu sadece gençlerin güvenini arttıracak bir konu değil, gençlerin iş dünyasına, Türkiye ekonomisine ve ülkemizin geleceğine olan güvenlerini arttıracak bir konudur. Gençlerimiz staj için kapılarda bekleyen ve yalvaran olmamalı, tam aksine staj yerini seçebilen bir konuma gelmelidir. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak gençleri ülkemizin en büyük zenginliği olarak görüyoruz. Mersin’in yarınını kurtarmak için gençlerin doğru eğitim, iş başı eğitim ve etkin staj alabilmeleri için farklı projeler içindeyiz. Tüm bu sorunları Cumhuriyetimizin kurulduğu o sıkıntılı günlerde olduğu gibi eğitebildiğimiz, meslek sahibi yapabildiğimiz, ekonomiye entegre edebildiğimiz, evrensel değerlerle beraber bir ülkü verebildiğimiz, aklı bilimle ve ilimle dolu insanımız, özellikle gençlerimiz çözecektir.