lösev

İşitme engellilere korona virüs tedbirleri işaret dili ile anlatıldı

Genel 26.04.2020 - 10:20, Güncelleme: 09.11.2020 - 17:34 2534+ kez okundu.
 

İşitme engellilere korona virüs tedbirleri işaret dili ile anlatıldı

Mersin Büyükşehir Belediyesi Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığınca, korona virüs salgını sürecinde alınması gereken tedbirler, kentteki işitme engellilere işaret diliyle anlatıldı. Mersin Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’yi de etkisi altına alan korona virüs salgını sürecinde vatandaşları bilinçlendirmek amacıyla birçok proje gerçekleştiriyor. Bu kapsamda, Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde görev yapan Dr. Bahar Gülay Çat Bakır ve Uzman Klinik Psikolog Yücel Şavklı, virüs tehdidine karşı alınması gereken önlemler ve sürecin psikolojik boyutunu işitme engelli bireylere özel olarak anlattı. Engelsiz videoda, belediye personeli Türk işaret dili yeminli tercümanı Esra Alkan da işaret dili çevirisiyle uzmanlara eşlik etti. Virüsten korunma yöntemleri anlatıldı Vaka sayılarındaki artışı azaltmak için ellerin sık sık, en az 20 saniye boyunca, su ve sabunla yıkanması gerektiğini hatırlatan Bakır, “Eğer su ve sabuna ulaşmamız mümkün değilse, alkol bazlı el dezenfektanları kullanılmasını öneriyoruz. İnsanlarla teması kesmemiz gerekiyor. Mecbur kalmadıkça toplu alanlara girmememiz gerekiyor. Özellikle ateş, öksürük, nefes darlığı gibi şikayetleri bulunan kişilerle sosyal mesafemizi korumalıyız. Eğer bu şikayetler olursa maskemizi takarak, en yakın sağlık kuruluşuna başvurmamız gerekiyor” dedi. Yurt dışından gelen kişilerin en az 14 gün karantina kuralına uymaları gerektiğine dikkat çeken Bakır, “Korona virüs pozitif çıkan hastalarla teması olan kişilerin de yine aynı şekilde 14 gün karantina kuralına uyması gerekiyor” diye konuştu. Risk grubunda olanlar için evde kalmanın önemini vurgulayan Bakır, “Lütfen mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmayalım. Mecburiyet halinde dışarıya çıktığımızda da sosyal mesafemizi koruyalım, maskemizi takalım” ifadelerini kullandı. Korona virüs sürecinin psikolojik boyutu Uzman Klinik Psikolog Yücel Şavklı ise korona virüs sürecinin bireyleri kaygılandırdığını ve fazla kaygının bağışıklık sistemine doğrudan etkisi olduğunu söyleyerek, yüksek kaygının bireylerin işlevselliğinde, günlük aktiviteleri yerine getirmede olumsuz etki oluşturacağını söyledi. Şavklı, “Biz, insanlar olarak genelde yeni karşılaştığımız durumlar karşısında özellikle ilk olarak en olumsuz şeyi düşünme eğilimindeyiz. Bunu fark etmek ve gerçekçi bir düşünceyle değiştirmek gerekiyor. Bu basit farkındalık, bütün kaygı yönetim reaksiyonlarını yönetmemizde bize fayda sağlayacaktır. Tabii bununla beraber evde kalma ve sosyal izolasyon süreci içerisinde bazı reaksiyonlarımız ortaya çıkabilir. Bunu da yöneltirken kendimizi izole etmeliyiz ama sosyal ortamdaki diyaloğumuzu koparmamalıyız. Farklı teknolojik araçlarla da iletişimimizi güçlendirebiliriz” şeklinde konuştu. “Bu süreçten en çok etkilenen kesim çocuklarımız olacaktır” Bu süreçte en çok etkilenen kesimin çocuklar olduğunu ve ailenin kaygısının çocukları da etkilediğine değinen Şavklı, “Çocuğun yaş grubuna göre ve anlayabilecekleri kadar bilgiyi onlara uygun bir dille anlatmalıyız. Ailecek birlikte yapılan etkinlikler, aktiviteler, bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmada çok önemlidir. Kitap okuma, film izleme saatleri belirlenebilir. Ailecek yapılabilecek diğer aktiviteler planlanabilir. Tabii uzun süredir devam eden bir süreç içerisindeyiz. Bu sürecin geçici olduğunu onlara anlatmak ve bu süreçte nelerden dayanak ve güç alıyorsak, bunu onlara da aktarmak çok önemli” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığınca, korona virüs salgını sürecinde alınması gereken tedbirler, kentteki işitme engellilere işaret diliyle anlatıldı. Mersin Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’yi de etkisi altına alan korona virüs salgını sürecinde vatandaşları bilinçlendirmek amacıyla birçok proje gerçekleştiriyor. Bu kapsamda, Engelliler ve Sağlık Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde görev yapan Dr. Bahar Gülay Çat Bakır ve Uzman Klinik Psikolog Yücel Şavklı, virüs tehdidine karşı alınması gereken önlemler ve sürecin psikolojik boyutunu işitme engelli bireylere özel olarak anlattı. Engelsiz videoda, belediye personeli Türk işaret dili yeminli tercümanı Esra Alkan da işaret dili çevirisiyle uzmanlara eşlik etti. Virüsten korunma yöntemleri anlatıldı Vaka sayılarındaki artışı azaltmak için ellerin sık sık, en az 20 saniye boyunca, su ve sabunla yıkanması gerektiğini hatırlatan Bakır, “Eğer su ve sabuna ulaşmamız mümkün değilse, alkol bazlı el dezenfektanları kullanılmasını öneriyoruz. İnsanlarla teması kesmemiz gerekiyor. Mecbur kalmadıkça toplu alanlara girmememiz gerekiyor. Özellikle ateş, öksürük, nefes darlığı gibi şikayetleri bulunan kişilerle sosyal mesafemizi korumalıyız. Eğer bu şikayetler olursa maskemizi takarak, en yakın sağlık kuruluşuna başvurmamız gerekiyor” dedi. Yurt dışından gelen kişilerin en az 14 gün karantina kuralına uymaları gerektiğine dikkat çeken Bakır, “Korona virüs pozitif çıkan hastalarla teması olan kişilerin de yine aynı şekilde 14 gün karantina kuralına uyması gerekiyor” diye konuştu. Risk grubunda olanlar için evde kalmanın önemini vurgulayan Bakır, “Lütfen mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmayalım. Mecburiyet halinde dışarıya çıktığımızda da sosyal mesafemizi koruyalım, maskemizi takalım” ifadelerini kullandı. Korona virüs sürecinin psikolojik boyutu Uzman Klinik Psikolog Yücel Şavklı ise korona virüs sürecinin bireyleri kaygılandırdığını ve fazla kaygının bağışıklık sistemine doğrudan etkisi olduğunu söyleyerek, yüksek kaygının bireylerin işlevselliğinde, günlük aktiviteleri yerine getirmede olumsuz etki oluşturacağını söyledi. Şavklı, “Biz, insanlar olarak genelde yeni karşılaştığımız durumlar karşısında özellikle ilk olarak en olumsuz şeyi düşünme eğilimindeyiz. Bunu fark etmek ve gerçekçi bir düşünceyle değiştirmek gerekiyor. Bu basit farkındalık, bütün kaygı yönetim reaksiyonlarını yönetmemizde bize fayda sağlayacaktır. Tabii bununla beraber evde kalma ve sosyal izolasyon süreci içerisinde bazı reaksiyonlarımız ortaya çıkabilir. Bunu da yöneltirken kendimizi izole etmeliyiz ama sosyal ortamdaki diyaloğumuzu koparmamalıyız. Farklı teknolojik araçlarla da iletişimimizi güçlendirebiliriz” şeklinde konuştu. “Bu süreçten en çok etkilenen kesim çocuklarımız olacaktır” Bu süreçte en çok etkilenen kesimin çocuklar olduğunu ve ailenin kaygısının çocukları da etkilediğine değinen Şavklı, “Çocuğun yaş grubuna göre ve anlayabilecekleri kadar bilgiyi onlara uygun bir dille anlatmalıyız. Ailecek birlikte yapılan etkinlikler, aktiviteler, bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmada çok önemlidir. Kitap okuma, film izleme saatleri belirlenebilir. Ailecek yapılabilecek diğer aktiviteler planlanabilir. Tabii uzun süredir devam eden bir süreç içerisindeyiz. Bu sürecin geçici olduğunu onlara anlatmak ve bu süreçte nelerden dayanak ve güç alıyorsak, bunu onlara da aktarmak çok önemli” dedi.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersinblokhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.