lösev
Eda YÜKSEL
Köşe Yazarı
Eda YÜKSEL
 

Bize masal okuyanlar epey rahat konuşurlar

BİZE MASAL OKUYANLAR EPEY RAHAT KONUŞURLAR Her okyanusun sahilinde bir deniz feneri vardır, insan en az bildiği şeye en çok inanır. Bize masal okuyanlar epey de rahat konuşurlar. Özellikle dinden, vicdandan söz edenler bizlere hep aynı teraneyi okurlar. Haksız da değiller tabii. Yarı uyur vaziyetteyiz, yarı da uyanık, uyanık olduğumuzda da uyuyormuş gibi yapıyoruz. Rahmetli dedem: “Akıl insana sermayedir ”derdi. İşler öyle bir hale geldi ki günümüzde pek de akıl sermaye etmiyor. Bir iş bulacaksınız üniversite bitirmiştir, tanıdık var mı? Bir hastaneye gideceksiniz iyi hizmet bekliyorsunuz bir tanıdık var mı? –Evet, hastane bizzat yakın arkadaşımın başına gelenleri üzülerek dinledim. Aslını söylemek gerek ise insanın gayesi erdem olmalıdır. Akıl olmalıdır. Sonra hep bir kargaşa bakınız ne diyor Ziya Paşa:  “Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” demiştir. Demiş demesine de kim kimin aklına veyahut yaptığı işe bakar olmuş! Soru değil bu, dikkat çekmek! İşin özü haksızlığa uğrayan pırıl pırıl gençlerimizin yanı sıra birçok da vatandaşımız var. Gençlerimiz üniversite mezunu işsiz. Geçenlerde PTT kuyruğunda yaşlı bir amcanın da feryatlarına tanık oldum. “ bu hizmet değil, çektirilen işkence…” Yapılan iş aheste aheste ilerliyor, ya da ilerlemiyor. Amcamız ekliyor arkasından “Önceden bu türden işlere alınan kişiler; belirli bir eğitimden geçer sonra belirli kişilerin yanında yetişerek bir yere gelebiliyordu. İşe de herkes dört elle sarılıyordu.” Sormak lazım şimdi de kimlere güveneceğiz? Hak edeni hak ettiği yere getirmedikten sonra din edebiyatı, vicdan edebiyatı yapmaya lüzum var mıdır? Baktığımızda haberlerde aile boyu aynı yerde çalışanlar var, sizler ne dediğimi anladınız sanırım. Damdan düşer gibi bir konuma gelenler geldikleri konumun hakkını veremedikleri de aşikârdır. Adam işten anlamıyor ki. Bu adam bu noktaya nasıl geldi! Kimi kime şikâyet edeceksiniz?  –Efendim, hoş geldiniz, buradan yakınız. Aman efendim olur mu buradan yakınız. Ahmet’in torunu, Mehmet’in yeğeni, Veli’nin amcası…
Ekleme Tarihi: 27 Temmuz 2020 - Pazartesi

Bize masal okuyanlar epey rahat konuşurlar

BİZE MASAL OKUYANLAR EPEY RAHAT KONUŞURLAR

Her okyanusun sahilinde bir deniz feneri vardır, insan en az bildiği şeye en çok inanır. Bize masal okuyanlar epey de rahat konuşurlar. Özellikle dinden, vicdandan söz edenler bizlere hep aynı teraneyi okurlar. Haksız da değiller tabii. Yarı uyur vaziyetteyiz, yarı da uyanık, uyanık olduğumuzda da uyuyormuş gibi yapıyoruz. Rahmetli dedem: “Akıl insana sermayedir ”derdi. İşler öyle bir hale geldi ki günümüzde pek de akıl sermaye etmiyor. Bir iş bulacaksınız üniversite bitirmiştir, tanıdık var mı? Bir hastaneye gideceksiniz iyi hizmet bekliyorsunuz bir tanıdık var mı? –Evet, hastane bizzat yakın arkadaşımın başına gelenleri üzülerek dinledim. Aslını söylemek gerek ise insanın gayesi erdem olmalıdır. Akıl olmalıdır. Sonra hep bir kargaşa bakınız ne diyor Ziya Paşa:

 “Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” demiştir.

Demiş demesine de kim kimin aklına veyahut yaptığı işe bakar olmuş! Soru değil bu, dikkat çekmek! İşin özü haksızlığa uğrayan pırıl pırıl gençlerimizin yanı sıra birçok da vatandaşımız var. Gençlerimiz üniversite mezunu işsiz. Geçenlerde PTT kuyruğunda yaşlı bir amcanın da feryatlarına tanık oldum. “ bu hizmet değil, çektirilen işkence…” Yapılan iş aheste aheste ilerliyor, ya da ilerlemiyor. Amcamız ekliyor arkasından “Önceden bu türden işlere alınan kişiler; belirli bir eğitimden geçer sonra belirli kişilerin yanında yetişerek bir yere gelebiliyordu. İşe de herkes dört elle sarılıyordu.” Sormak lazım şimdi de kimlere güveneceğiz? Hak edeni hak ettiği yere getirmedikten sonra din edebiyatı, vicdan edebiyatı yapmaya lüzum var mıdır? Baktığımızda haberlerde aile boyu aynı yerde çalışanlar var, sizler ne dediğimi anladınız sanırım. Damdan düşer gibi bir konuma gelenler geldikleri konumun hakkını veremedikleri de aşikârdır. Adam işten anlamıyor ki. Bu adam bu noktaya nasıl geldi! Kimi kime şikâyet edeceksiniz?  –Efendim, hoş geldiniz, buradan yakınız. Aman efendim olur mu buradan yakınız. Ahmet’in torunu, Mehmet’in yeğeni, Veli’nin amcası…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersinblokhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.