lösev
Eda YÜKSEL
Köşe Yazarı
Eda YÜKSEL
 

Khatun

KHATUN Khatun: Eski Türkçede karşılığı kadın, hatun, birleştirici, eşine destek olan... Eşim: eşitliğin kısaltılmasından gelir. Yârim kelimesi de yarımdan gelmiştir. Eski çağlarda Türk kültüründe cinsiyet ayrımı yoktur. Türk toplumunda ailenin temel taşını kadın oluşturmuştur. Devlet yönetiminde Hatun’un kararı da önemliydi; örneğin İskitlerde kadın erkek ile birlikte savaşa katılır, ok atardı, cenk meydanında yer alırdı. “Ben sizin Hanınız Cengiz Han sağ yanında oturan eşi Börte’yi göstererek bu da benim hanımdır ”der. Büyük Hun İmparatorluğu adına Çin ile ilk barış antlaşmasını Metehan’ın Hatunu imzalamıştır. Dede Korkut da Bamsı Beyrek hikâyesinde yer alan Banu Çiçek’i bilmeyenimiz yoktur; yiğittir, çeviktir, korkusuzdur. Hangi coğrafyada kadına Türk kadınına verildiği önem verildi? 6.yy.da Kağan’ın ve Hatun’un portresi paralarda yan yana yer alırdı. Dişi kurt Asena Göktürklerde sembol olarak kabul edilmişti. Kadın kahramandı, erkeklerin yol göstericisiydi. Kadının kendine ait mülkü vardı. Kız çocuklarına miras kalabilirdi. Kız çocukları bunu isteriği şekilde kullanabilirdi. Araplara baktığımızda doğan çocuk kız olursa bu utanç olarak kabul edilirdi. Kız çocuğunun yüzüne bakılmaz ve kız çocuğu diri diri de toprağa gömülürdü. Avrupa ülkelerinde de kadına gereği kadar önem verilmezdi. Geriye dönün bakınız. Hangi toplumlar kadına nasıl davranmış? Türk kadını toplumun baş tacıydı. Kadının dövülüp öldürmesini eski dönemlerde hemen hemen rastlamak mümkün değildi. Oğuz Kağan destanında Türk kadınına taciz eden cezalandırılır, öldürülür veyahut gözlerine mil çekilirdi. Tecavüze uğrayan kadın toplumdan dışlanmaz ona sahip çıkılırdı. Destanda yer alan yine bir ifadede kadının tecavüzden çocuğu olursa kadın ulu bir ağaç ile evlendirilirdi. Yine kadına hor gözle bakılmazdı. Şimdiki gibi tecavüzcüsü ile evlendirilmezdi. Türkler İslamiyet’i Hz. Muhammed in “Sizin kadınların üzerinde hakkınız olduğu kadar kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır” sözüne uygun olarak kabul etmişlerdir. Türkler Araplardan ve Farslardan İslam’ı öğrenirken Arap ve Fars kültüründen de etkilenmiştir. Nerden bakarsak bakalım kadın el üzerinde tutulmalıdır. Araplarda haremlik selamlık vardır. Kadın erkeğin yanından bile yürüyemez. Kendimizi Arap kültürüne mi özendiriyoruz? Eski Türklerde kadına bu kadar önem verilirken gelişen teknoloji ve toplum ile eski değerlerimizden uzaklaştırılıyor muyuz? Hemen hemen her gün haberlerde kadın cinayetlerine rastlıyoruz. Kadın şiddetine rastlıyoruz. Neden TV dizilerinde de kadının yeri ve önemi farklı anlatılmaya çalışılıyor? Birçok dizide kadın şiddetine de yer veriliyor. Bunların önüne geçmemiz için kendi öz kültürümüzü, örf ve adetlerimizi, atalarımızı bilmemiz gerekmiyor mu? Bunları bilsek bu kadar kadın cinayetine bu kadar kadın şiddetine rastlar mıydık? Bizler kendi kültürümüzü unuttuk mu? Dehşetli bir korkuyu ve dehşetli bir korkusuzluğu yan yana yaşamak… Güzelsin, çirkinsin, zayıfsın, duygusalsın, kadın gibi olma, kadın gibi düşünme, kadın doğurur, evinde oturur. Aksini Yavuz Sultan Selim Han şu beytiyle ifade etmiş: Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek (Büyük İmparatorlukların sultanları, komutanları karşımda tir tir titrerken ben yalnızca ahu gözlü kadının karşısında tir tir titremekteyim.) Kendi medeniyetimize kendi hayatımıza bakalım. Birinci zenginlik sağlık, ikinci zenginlik kadın…(Kazak Atasözü)
Ekleme Tarihi: 23 Temmuz 2020 - Perşembe

Khatun

KHATUN

Khatun: Eski Türkçede karşılığı kadın, hatun, birleştirici, eşine destek olan... Eşim: eşitliğin kısaltılmasından gelir. Yârim kelimesi de yarımdan gelmiştir. Eski çağlarda Türk kültüründe cinsiyet ayrımı yoktur. Türk toplumunda ailenin temel taşını kadın oluşturmuştur. Devlet yönetiminde Hatun’un kararı da önemliydi; örneğin İskitlerde kadın erkek ile birlikte savaşa katılır, ok atardı, cenk meydanında yer alırdı. “Ben sizin Hanınız Cengiz Han sağ yanında oturan eşi Börte’yi göstererek bu da benim hanımdır ”der. Büyük Hun İmparatorluğu adına Çin ile ilk barış antlaşmasını Metehan’ın Hatunu imzalamıştır. Dede Korkut da Bamsı Beyrek hikâyesinde yer alan Banu Çiçek’i bilmeyenimiz yoktur; yiğittir, çeviktir, korkusuzdur. Hangi coğrafyada kadına Türk kadınına verildiği önem verildi? 6.yy.da Kağan’ın ve Hatun’un portresi paralarda yan yana yer alırdı. Dişi kurt Asena Göktürklerde sembol olarak kabul edilmişti. Kadın kahramandı, erkeklerin yol göstericisiydi. Kadının kendine ait mülkü vardı. Kız çocuklarına miras kalabilirdi. Kız çocukları bunu isteriği şekilde kullanabilirdi. Araplara baktığımızda doğan çocuk kız olursa bu utanç olarak kabul edilirdi. Kız çocuğunun yüzüne bakılmaz ve kız çocuğu diri diri de toprağa gömülürdü. Avrupa ülkelerinde de kadına gereği kadar önem verilmezdi. Geriye dönün bakınız. Hangi toplumlar kadına nasıl davranmış? Türk kadını toplumun baş tacıydı. Kadının dövülüp öldürmesini eski dönemlerde hemen hemen rastlamak mümkün değildi. Oğuz Kağan destanında Türk kadınına taciz eden cezalandırılır, öldürülür veyahut gözlerine mil çekilirdi. Tecavüze uğrayan kadın toplumdan dışlanmaz ona sahip çıkılırdı. Destanda yer alan yine bir ifadede kadının tecavüzden çocuğu olursa kadın ulu bir ağaç ile evlendirilirdi. Yine kadına hor gözle bakılmazdı. Şimdiki gibi tecavüzcüsü ile evlendirilmezdi. Türkler İslamiyet’i Hz. Muhammed in “Sizin kadınların üzerinde hakkınız olduğu kadar kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır” sözüne uygun olarak kabul etmişlerdir. Türkler Araplardan ve Farslardan İslam’ı öğrenirken Arap ve Fars kültüründen de etkilenmiştir. Nerden bakarsak bakalım kadın el üzerinde tutulmalıdır. Araplarda haremlik selamlık vardır. Kadın erkeğin yanından bile yürüyemez. Kendimizi Arap kültürüne mi özendiriyoruz? Eski Türklerde kadına bu kadar önem verilirken gelişen teknoloji ve toplum ile eski değerlerimizden uzaklaştırılıyor muyuz? Hemen hemen her gün haberlerde kadın cinayetlerine rastlıyoruz. Kadın şiddetine rastlıyoruz. Neden TV dizilerinde de kadının yeri ve önemi farklı anlatılmaya çalışılıyor? Birçok dizide kadın şiddetine de yer veriliyor. Bunların önüne geçmemiz için kendi öz kültürümüzü, örf ve adetlerimizi, atalarımızı bilmemiz gerekmiyor mu? Bunları bilsek bu kadar kadın cinayetine bu kadar kadın şiddetine rastlar mıydık? Bizler kendi kültürümüzü unuttuk mu? Dehşetli bir korkuyu ve dehşetli bir korkusuzluğu yan yana yaşamak… Güzelsin, çirkinsin, zayıfsın, duygusalsın, kadın gibi olma, kadın gibi düşünme, kadın doğurur, evinde oturur. Aksini Yavuz Sultan Selim Han şu beytiyle ifade etmiş:

Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzân

Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek

(Büyük İmparatorlukların sultanları, komutanları karşımda tir tir titrerken ben yalnızca ahu gözlü kadının karşısında tir tir titremekteyim.)

Kendi medeniyetimize kendi hayatımıza bakalım. Birinci zenginlik sağlık, ikinci zenginlik kadın…(Kazak Atasözü)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mersinblokhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.